KAYIT-II Serap-1
Eylül 30, 2024KAYIT-II Serap-1
Uzun süre ara verdiğimiz farkındayım ama harbiden iş güç ciddi şekilde mani oldu yazacak zaman bulmama..
Aynı yıllara gidiyoruz. 90’ların ilk yarısı.. Yine yazlıktayız.. Sinem’den sonraki yıl sanırım, çünkü ehliyetim var, onu net hatırlıyorum. Ehliyetim olduğunu hatırlamama sebep de anımın içinde araba olması değil, çok taze şoförken yaptığım sağlam bir kaza nedeniyle tamirde olması..
Bu defa ben de ösys’ye gireceğimden yazın ortasından sonra merkeze gitmeler sıklaştı. Sinem konusu yaz başından hemen önce kapandıktan sonra birkaç ilişkim oldu ama onlara dair hatırladığım pek az şey var. Ama bir Serap var ki.. konumuz da o zaten..
Orta-Lise döneminde 3 sene kaybedip 2 defa okul değiştirmemden dolayı öSS’ye gireceğim yaş grubu farklılaşmıştı ve kanka arkadaşlarımın da çoğu yaz aylarındaki üniversite finalleri bütleri nedeniyle düzenli şekilde yazlığa gelip gitmediklerinden kendime bir sene önce “pale” dediğim, birkaçının seksek oynadığı zamanları hatırladığım tayfadan günlük arkadaş çevresi yapmıştım. Bunlardan biri de Caner piçiydi. Caner “almancı” sınıfının Brüksel’de yaşayan tipinden (fransızcı) bir çocuktu, hatta annesi fransızdı (Fransız derken, oralı işte.. belçikalı)… Müzik zevklerimiz Almancılara göre daha birbirine uygundu ve kapalı çevrede hep Türklerle yaşayan Almancılara nazaran batıya entegre, eğlenceli bir çocuktu. Kızlar konusunda da acayip rahat bi elemandı.
Ben Caner’i buldum diye seviniyordum ama diğer taraftan Caner de beni bulduğu için, daha doğrusu normalde o tayfayla ilgilenmeyen “abilerden biri” ile arkadaş olduğu için mutluydu ve hep dibimdeydi. Uzun lafın kısası bok gibi de parası vardı cebinde, çanta gibi gezdirmemin bir sebebi de bu olabilir ? Neyse ya girdim çıkamıyorum konunun sosyolojisinden (korkmayın kızlar, Caner’i sikmedim ?)) )
Konuya gelelim, ben bu Caner’i dersane için merkeze gittiğim zaman da götürmeye başladım.. Seviye tespit için her dersten ayrı sınavlar yapılan bir dönemdi ve ben içeride sınava girerken o da okul-dersane-cafe birleşiminden oluşan caddemizde aylaklık yapıyordu. Sonra da takılıyorduk işte beraber.. Yine bir sınavdan çıktığım bir gün, Caner’i orada bir bilardocuda buldum.. Ama yanında iki kız var… Kızların ikisi de çıtır sınıfından, net gideri olan hatunlar.. tanıştırdı.. Serap, Burcu.. Burcu’yu tonlama şeklinden “yengen olur (mu ki)” mesajını aldım ve gözle de işaret ettiği üzere siktirip gidip Serap’ın yanına çöktüm..
Burcu çok samimi olmazsam da ikincil üçüncül grup arkadaşlarımdan birinin kardeşi çıktı, o anlamda ona canerin yazması daha yerinde oldu. Serap’ın da ilk izlenimin tersine bir hayli güzel ve tarz bir hatun olduğu, onun aslında üni öğrencisi olduğu ve tıpkı Caner gibi onun da yazlıktan burcu’ya yanlayıp şehre geldiği ortaya çıktı.. biraz eşli bilardo, biraz kayıntı falan derken cafenin üst katında dört kişi laklak yapmaya başladık.. O zaman meşhur bir oyunumuz vardı kızları mıncıklamak hedefli.. şişe çevirmece gibi ama nesne şişe değil kibrit.. kibriti cilli atar gibi döndürerek masaya atıyorsun, dik gelirse istediğin birinden (uzun tarafı üstüne gelirse masum, mucize olur kısa tarafı üstüne dimdik oturtursan da istediğin şekil dilli falan) bir öpücük alıyorsun.. bunu oynayama başladık, Caner piçi oyunu 5dk önce öğrenmesine rağmen her atışında cuk oturtuyor, dönüp burcuya yumuluyor; Burcu bile 1-2 denk getirdi.. Amk ne hikmetse o oyunun hem mucidi hem ronaldo’su (orijinal Ronaldo) olan ben, bir türlü dik atamadım.. 8. 9. Turda falan Serap da bir tane denk getirdi, geldi beni yanak dudak karışık masum şekilde öptü. Hırs yaptım aldım elime, çevirerek bir salladım… Kibrit kutusu masanın kenarından yere düştü ve herkes koptu gülmekten.. Sonra Serap yere bakarak “Bİ DAKKA!” dedi.. eğilip bir baktım, kibrit kutusu yerde, ve sürtülen taraf değil kısa taraf üzerine dik şekilde duruyor..
OOOooo! Falan oldu herkes… Serap: “artık ne istersen yapabilirsin” dedi davetkâr bir şekilde.. Elinden tutup ayağa kaldırdım, dans eder gibi sarıldım, dudaklarına yumuldum ki o da benim kibrit kabiliyetsizliğimden dolayı 10 dakikadır burcuları yiyişirken görmekten hırs yapmış olmalı.. aynı iştahla ısırıklara boğdu dudaklarımı…. Ciddi ciddi 5 dakika boyunca falan öpüştük…
Tam tezgahı kurmuştuk ki Erkek Lisesi’nden gıcık bir hoca yanında yaşlı bir karı ile kafenin üst katına çıktı. Dükkanımızı bozdu resmen.. hadi çıkalım buradan dedim ve bira falan alıp bizim eve gitmeyi “müzik dinlemeyi(!)” teklif ettim.. Hiç ikiletmeden kabul ettiler.. Caner paraları kesildi, bakkaldan iki poşet dolusu bira-çerez edinildi.. 20dk sonra eve attık kapağı…
O yaz Metallica konseri vardı ve Serap’ın da benim de gittiğimiz anlaşıldı. Önce yarım saat kadar speed müzik eşliğinde kafa sallanıldı hızlı tempo bira içildi.. sonra biralar çarptı herhalde ki ilk olarak “fade to black” üzerinden slow şarkılara giriş yapıldı.. ben müzik setinin dibine çöktüm, Serap yanımda bitti.. Baktım ki Caner’le burcu birbirlerine yumulmuşlar, ben de yerde bağdaş kurmuş şekilde Serap’la öpüşmeye başladım… kıvır kıvır siyah saçları vardı, siyah askılı bluzu vardı ve arasından çok büyük olmayan memeleri görünüyordu..
Araya bir hamle yapsam mı naapsam diye düşünürken Caner; “biz arkaya gitsek kızmazsınız dimi? Diye bir soru attı..
Allah mı söyletti bilmiyorum, Serap’ın gözlerinin içine bakıp “arka odayı size kaptırmayız” dedim.. ulan resmen gaz bekliyormuş karı, bir anda ayağa fırladı ve koşmaya başladı.. ben de arkasından.. Ara kapıyı kapattım, kendi odamdan anahtar alıp ona taktım ve kilitledim.. o yıllarda eve iki kız atıyorsan, birbirinin ne yaptığını görmemeleri allahın emriydi.. karı milletinin dedikodu çarkları yüzünden “iki panpa iki arete çakacağız” derken, elin skinde kalakalırdın.. hatunlar her boku yiyip, sonra diğerine elletmedim bile sadece öpüştük hahaayt! Diye artistlik yapıyorlardı, herkes kimin eline kimin ağzına aldığını, kimin önden kimin arkadan verdiğini, hatta sonraki zamanlarda herkes herkesin herkese verdiğini bildiği halde böyle salak muhabbetler ısrarla vardı..
Neyse, ev fiilen federal almanya- demokratik almanya olarak ikiye ayrıldığında müzik setinde benim “karışık rock slow” isimli tamamen pompa amaçlı salak complation kasedimden scorpions çalıyordu (wind of change)…
Tuttum Serap’ın elinden ve zaferimizi, henüz fethettiğimiz yatak odasında kutlamak üzere arkaya götürdüm.. daha ayaktayken yumuldum aynı kafede yaptığım gibi.. fonda çok alttan gelen müziğin temposuyla adım adım dans hareketleri ile yatağa yaklaştık.. sonunda onun bacakları yatağa değdiğinde dengemizi birlikte kaybederek yuvarlandık üstüne..
Bu, benim o yatağa son 1 yıl içinde 3. Yuvarlanışımdı.. daha doğrusu 3. Farklı kızla yuvarlanışım.. Biri tahmin edeceğiniz üzere Sinem (defalarca) diğeri bir gece sabaha karşı süpriziydi (bir ara yazarım) şimdi de Serap…
Serap’ın tam üstüne çıkmadım.. Hafif yanında ama fiili hakimiyet bende olacak şekilde öpüşmeye devam ettik.. Artık ellerimi bir yerden başlatmam gerekiyordu ki en masum şekilde yüzünü avcumun içine alarak başlatmaya karar verdim.. Çok masum gibi beceriksizce öpmüyordu ama motor olmadığı da belliydi… boynundan öpmeye başladığımda heyecanlandı, başımı kendisine bastırdı, bacaklarını aralayıp dizimin dişiliğine baskı yapmasına izin verdi.. bir elimi bluzun üzerinden göğüslerine indirmeme de tepkisi olumluydu.. ellerini belime attı, hem tshirtümü sıyırıp bana dokunuyor, hem de hafiften defans yapıyordu bu şekilde..
Kızın kodu belli olmuştu benim için.. fazla ısrar etmeden sürekli çalışarak libidosunu yükseltecek, her yükselme anında birkaç yarda ileri gideceğim ve sonra o noktadan yeniden başlayacağım bir tür NFL maçıydı tüm türk kızlarıyla olduğu gibi.. kötü hareket ise aynı yerde takılıp birkaç denemeyle aşamazsam yine tıpkı NFL gibi 4. Hakta FG denemek olurdu herhalde (bunun seks karşılığı yok). Ters hamle ile tokat yemek de intersection olur muhtemelen..
Yine de her 90’s model UNİ öğrencisi hatunun illaki aşmış olması gereken birkaç nokta vardı, onlardan birini kısa kesip önce kendi tshirtümü çıkardım, sonra onun bluzuna (sıra sende) yöneldim.. Aferin kıza ki anlamsız noktalarda ısrar etmedi. Askılarını yandan sıyırdı, bluzunu hafifçe beline indirdi.. bu sırada benim o göğüslerin ortaya çıkış anına hayranca bakışımı da sevdi herhlde ki beni tutup kendine, bu defa tam üstüne doğru çekti ve bacaklarının arasına da girerek yeniden birleştirdik vücutlarımızı..
Uzun uzun öpüşmeye devam ettik.. Güzel öpüyordu ama artık sıkmaya başlamıştı tekdüzeliği, inlemiyordu; ışık da vermiyordu, bir şey yapmam lazımdı.. iki kot şortun toplamda 1cm civarındaki zırhını düşününce libidosuna baskı da yapamıyordum skimin sertliğini kullanarak ki pek sertleşmiş de değildi.. Önce biraz yana devrildim, kendime hareket alanı açtım.. sonra bir elimi göğüslerine attım.. bu biraz heyecanlandırmıştı Serap’ı.. aşağıya doğru indim ve göğüslerini yalamaya başladım.. yalarken de işaret parmağımın tırnağı ile göbeğine doğru tenini çize çize uyararak indim.. kafamı tutup iyice sıkarak nefessiz bıraktı beni ve bacakları yerinden oynamaya kasılmaya başladı çok ufak.. bundan da cesaret aldım ve kot şortun baba düğmesine kadar ulaştım.. karnının inip kalkmasından yararlanarak bir boşluk bulup başparmağım hariç diğer parmaklarımı içeri iteledim.. hala frene basmamıştı ve işler umduğumdan daha heyecanlı bir hal almıştı.. ben de kazık gibi oldum bir anda..
Külotunun üzerinden okşamaya başladım pis salak tadında kılları olduğunu fark ettim.. bu sırada dışarıda kalan tek parmağımla beyhude uğraşsam da; çok geçmeden kot düğmesinin tek parmakla açılmasının imkansızlığını anladım.. O an biraz hırs yaptım çünkü kıllı bir am hiç görmemiştim (toplamda torrospusu dahil 10 am görmemiş biri için fazla sürpriz sayılmaz, kabul) elimi geri çektim.. Serap’ın vücudu resmen protesto etti bu hareketimi.. orada kalmamı istediği belli oluverdi birden. “Ulan kendimi ileri hamlelerimi durduracak görünen bir hatuna göre ayarlamışım, kız geri ve yan pası yuhalayan tt-arena seyircisi çıktı” şeklinde bir kafa karışklığı da yaşıyordum yani..
Devamını doğaçlama yapacaktım çünkü ilk notumdan farklı bir hatun olduğu kesindi.. bu sırada 90’lık kasette slowlar bitmiş; çetin’in son yarım saate sığdırdığı birkaç Rage Against The Machine şarkısı çalmaya başlamıştı.. Serap’ın RATM sevdiğini (o yıllarda bilen yoktu ki seven çıksın) anlayınca daha bir sıkı sarıldım davama..
Önce dudaklarına geri döndüm rocker kızımın… sonra kot şortunun tepe düğmesini memur ciddiyeti ile açtım.. sonra beline indirdiği bluzu kıçından sıyırır edasıyla şortunu da belirli noktaya kadar çekeleyerek ondan kurtuldum.. elimi tekrar aşağıya attığımda şort artık kukusuna engel olmayacak seviyedeydi.. bu sırada şortu it bluzu çek iteleşmesi sırasında yanyana yatar, biribirimize bakar hale gelmiştik. Buhali ile kendi elleri ne yapacağını bilmez halde belimi tutuyordu.. birini aldım.. sıkıca tuttum.. usulca aşağı, kendi kot şortumun üstüne getirdim.. neyi tutması gerektiğini anlamıştı ve tuttu.. O bunu yapınca ben de kendi kot düğmemi ilikten boşayıp elini içeri iteledim.. Serap bir kes daha şaşırtıp bokser üzerinde oyalanmadan elini doğrudan içine soktu ve benim kıllarımı tırnakları ile kaşıyıp skime sürtünmeye başladı.. “Ulan sen yaparsın da ben yapma mı” mantığıyla derhal rövanşı aldım ve sol elimi külotunun altına atıverdim.. tüylerinden daha aşağıya inip kapalı bacaklarının izin verdiği kadar klit’ine de dokunmaya başladım..
O an birden plağın hızı değişti sanki.. Serap bir anda irkildi.. ağzından ilk defa ah! Sesi çıktı.. bacaklarını biraz araladı ve bana yaklaşarak ben hiçbir şey yapmadan kukusunu avcumun içine soktu.. kendisi de skimi kavrayıp bir tür 31 çektirmeye başladı… bunun verdiği gazla şortlardan nasıl kurtulacağız amk! Diye düşünürken yatağın epey aşağısında olduğumuzu hatta bacaklarımızın aşağıya sarktığını görüp serap’ı da tutarak sürtüne sürtüne yastığa doğru çıktık ve o sırada şortlar dizimizin de altına düştü.. Bir bacağını arkasından tutarak kendime çektim ve o bacak şorttan tamamen kurtuldu. Kendi şortumu nasıl çıkardığımı hatırlamıyorum bile ?
Serap skimle oynarken ona yardımcı oldum, yarı sıyrılmış olan boxerımı tamamen aşağıya gönderdim.. Onun külotunu çıkartmak için yaptığım hamleye ise çok da net olmayan ama ısrarı göze alamadığım bir defans yaptı.. pes etmedim ama erteledim.. serabı sırtüstü yatırıp üstüne çıkmaya çalıştığımda buna da mani oldu onun yerine ters tarafa döndü sağ kalçasının üzerine yatarak kaşık pozisyonu aldı.. hemen yapıştım arkadan sarıldım.. boynunu öpmeye, boynunun altından geçirdiğim bir elimle göğsünü sıkmaya diğer elimle de önden kızlığıyla oynamaya başladım.. Skim de kalçalarının içine gitmiş slibinin müsaade ettiği kadar o tarafa baskı yapıyordu.. 3 yerden birden uyarılan serap kendini yine bıraktı.. bacaklarını hafif araladı, slibi kenara sıyırmama müsaade etti elimle skim ön tarafta buluştu, hatta skimi sıyırdığım slipin içine kaydırmayı da başardım ve artık serabın ıslaklığı aletimi boyamaya başladı..
serap bir elini arkaya, kalçama doğru atıp beni kendine doğru çekmeye başladığında bu kızı gerçek anlamda sikebilme ihtimalinin ne kadar büyük olduğunu fark ettim.. ne yapsam da yeterince cenin pozisyonu almamış olduğundan skimi içeriyi zorlayacak hale getiremiyordum.. Serap bana yardımcı olmuyordu ama diğer taraftan mani de olmuyordu. Basbayağı hoşuna gidiyordu ve istiyordu ama sanki illa herşeyi benim yapmam, bir çözüm bulmam lazımmış gibi davranıyordu.
Seyrettiğim filmlerden olması gerek, bir anda serap’a yapışıp sırt üstü dönüm ve onu da üstüme sırtüstü uzanır hale getirdim.. böyle yapınca bacaklarını iki yana açtı ve skim serap’ın slipi dışında bütün dikliği ve iştahı ile amının önünde dikildi.. onu önce bir elimle kilotun üstünden bastırmaya ve bir sürtünme ritmi tutturmaya çalıştım.. bir elim serap’ın sol göğsünde, dilim de sağ kulağının içindeydi.. slipi tekrar sıyırmaya çalıştım ama önden sıyırmak arkasını sıyırmak kadar kolay olmuyordu.. eeh!’ dedim herhalde ve iki taraftan slipi tutup aşağıya itmeye çalıştım (bir “lütfen ama” da demiş olabilirim)… olduğu gibi kalsa hayatta çıkımazdı ama bir anda bacaklarını bitiştirip kilotundan kurtulmama yardım etti.. böylesi çok daha ıslaktı.. skimi bir kez daha cepheye sürdüm, üstten elimle bastırıyorum kukudan uzaklaşmaması için, serap’ın kirli sakalı elimi gıdıklıyordu ama her türk evladı gibi ben de bunu hedefe bu kadar yakınken hiçe saymayı başarabildim.. skim serap’ın dudakları arasında gidip geliyor; her defasında daha çok ıslanıyordu. Bu sırada serap sesli inlemeye başlamıştı ve arada “seni tanımıyorum” gibi birşeyler geveliyordu.. Ama benim için dönüş yoktu.. sadece kafamın bir yerinde “bakire olup olmadığı” sorusu vardı ki onun da cevabını bir an evvel öğrenmeye sonsuz hevesliydim.. elimle üstten bastıra bastıra artık dudakların arasında kaymaktan çok girişi zorlamaya başlamıştım.. elime gerek bile kalmamıştı çünkü sikimin gidebileceği tek bir yer vardı..
Serap iki eli iki yanda çarşafları sıkıyor, harika zevk alıyordu.. kendimi hafifçe aşağı kaydırıp serap’ın da belinden tutarak hareket alanı kazandım ve yüklenmeye başladım.. ilk çekişimde sıcacık ve dar bir tünele girmemle çıkmam bir oldu.. serap ise inledi.. ikinci çekişimde biraz zorlanarak da olsa skimi yarısına kadar soktum ateş kuyusuna.. geri çıkarken serap ah vah şeklinde bir elini getirdi ve aynı benim yönlendirdiğim gibi skimin üstüne koydu yolundan kaymasın diye.. o an bakire olması ihtimal kafamda %10’a falan düşmüştür sanırım.. biraz da bunun gazı ve serabın elinin rehberliğine güvenerek kendimi iyice geri çektikten sonra serap’ın belini sıkıca tutarak onu kendime, kendimi ona ittim ve köküne kadar girdim inleyerek.. tabi o da en uzun inlemesini çekti.. sımsıcak bir yerdi.. daha önce girdiğim her amdan daha sıcaktı.. Evet bakire değildi, ama daracıktı… Çok kısa sürede boşalacak gibi oldum.. Hemen kendimi geri attım ve içinden çıktım.. Durumu anlamadı, ne olduğunu sordu.. daha makul bir pozisyona geçelim tarzı birşeyler geveledim ama ısrarla misyoner’e izin vermedi ve kucağıma da gelmedi.. önce kaşık pozisyonuna aldım ama bu defa belini iyice kırdım ve bir bacağını üstüme alarak pompalamaya başladım.. kısa bir süre sonra yeniden boşalacak gibi olunca biraz mola olsun diye dizlerimin üstüne dikildim, serap yan yatar ben ayakta şekilde yeniden girdim.. böyle daha çok hoşuna gitti sanırım ki birden inlemeleri artmaya başladı.. onun sesi artınca ben yeniden boşalma noktasına geldim ama artık pozisyon molasıyla falan geçiştirilecek gibi değildi… zaten serap da sen boşal beni boşver diye sertçe emir verince elimle sıktığım skimi bir anda boşladım ve biri taa serapın dudağının kenarına olmak üzere ardarda salvolarla serap’ı vücudunun sol tarafını şefin menisine (komiklikçi beni) boyadım…
Bir süre nefeslendikten sonra birbirimize sarıldık.. Serap’a neden yüzyüze yaptırmadığnı sordum ve önce yavaşça sonra iç çeke çeke ağlamaya başladı… Anlattığı şu: Üniversitenin ilk haftasında bir tür wellcome party şeyine gitmiş. Orada tanıştığı çocukla o gece birkaç kişi bir eve gitmişler.. herkes kendi hatunuyla odaya çekilmiş, bu çocukla da iş ilerlermiş, bakire olduğunu ve yapmak istemediğini söylemiş ama çocuk biraz daha biraz daha derken bir şekilde bunu çırılçıplak soyup bacak arasına girmiş (alkol de var tabi bolca)… bana güven diye sürtünmeye başlamış eleman.. gözlerimin içine bak ve bana güven diye.. bu da çocuğun sürtmelerinden zevk alınca hafiften salmış bacaklarını.. çocuk birkaç gidiş gelişten sonra bunun zevk de aldığını görünce hızlanmış.. bu da daha çok zevk almış..
Şöyle dedi kelimesi kelimesine: ”kısılmış gözlerle çocuğa bakarken, son geri çekilişinde birden bakışı değişti.. sokacağını anladım ama ellerim ayaklarım ağırlaştı kendimi kasamadım.. nazik bakışı pis bir sırıtmaya döndü ve ben bir şey yapamadan kayganlıktan da faydalanarak bilerek bana rağmen soktu ve bütün gücüyle üstüme kapaklanıp sikmeye başladı, sonra da içime boşaldı.. o günden sonra 3-4 defa denedim ama bir erkekle yüzyüze sevişemiyorum, gözümün önüne o yavşak geliyor midem bulanıyor..”
Neyse.. Böyle bir hatundu Serap da (ismi takma ama benzer bir isim)… olur da burayı okursa kendisini yazdığımı anlar ve ikinci defa istemsiz sikilmiş gibi hisseder muhtemelen ama çoktan aştığını düşünüp değiştirerek de olsa yazdım. Serap’ın devamı gelecek. Bir Serap anısı daha var. Bu arada söylemeyi unuttum, geldikleri yazlık bölge de bizim yazlığın yan mahallesi sayılacak bir yer. Komşu çıkmıştık yani..
Not: Burcunun ismi takma değil ama.. İşimizi bitirip toparlanıp salona gittiğimizde Caner hala Burcu’nun tişörtünü çıkartmaya çalışıyordu bu arada
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32